Merhaba,
Yazmaya içimdeki Pigi’nin düşlerine kulak vererek başladım. Çocukça düşler kuran pigi bana ne söylediyse; ben kağıda döktüm, yazdım, yazdım...İlk özgün masalımı bir yayınevinin düzenlediği yarışmaya göndermek üzere kaleme aldım. Ancak masalın seyrine kendimi o kadar kaptırmış olmalıyım ki; yarışma şartnamesine uymadığım için dereceye giremedim. Sonra ne mi oldu? Bir yenisini daha kafamda tasarlamaya başladım; fark ettim ki tasarladığım kurguda kalbimi kıran, beni inciten ya da değiştirmek istediğim durum ya da olaylar masallarımda başat öğe olarak karşıma çıkıyordu. Kurgularımda ayrıldığım sevgilim çiçeğini sulamayı unutmuş Muka’ya dönüşüyor, ben çiçek oluyor, öksüz anneannem annesine kavuşuyor, egzeması olan yakınımız caretta carettalardan şifa buluyordu. Bu başkalaştırma, dönüştürme isteğini daha geniş bir açıyla ele alınca; bir nevi dünyaya açılmıştım. Artık küresel ısınmaya, bağışıklık sorunlarına, yoksullukla mücadeleye çıkar yol arayıp bulmaya başlamıştım. Nasıl mı? Kulağa olağan üstü gibi geliyor değil mi? Halbuki aradığımız yanıtların çoğunun doğada var olduğunu keşfettim; bu benim içsel yolculuğuma, bakış açıma da bir değişim, dönüşüm getirmişti. Bilim Çocuk dergisi, belgesel ve bilimin mucize gibi görünen gerçekliklerinden yararlandım, ta ki işi karbon ayak izlerini küçültme çalışmalarına kadar vardırmıştım. Eski moda hurafeler, büyüler, iksirler, cinler, periler, devler, ürkütücü yaratıkların yerini bilimin şaşırtıcı güzellikleri, ilginç buluşlar, basit deneyle, eğlendirirken düşündüren duygular almıştı...Masallar başkalaşıyor, başkalaştıkça eğlenip keşfediyordum... Bu serüveni sizlerle adım adım paylaşacağım için sabırsızlanıyorum....
Pınar MERTERKEK